anlık öykü

You are currently browsing articles tagged anlık öykü.

 

Sen konuşurken oldu bunlar. Bir sinek pisledi yan masadaki kristal bardağa, sarışın kadın bunu bilmeden bardağı ağzına götürdü. “Hava daha da karardı sanki, değil mi?” dedin. Açılıp kapanan dudaklarının verdiği sırdı dişlerin; seni izliyordum, takılıp kalmıştım ağzına, bir balık parlak çapari tuzağına nasıl düşerse öyle. Kurtulamıyordum senden, ne garip. Sütdişlerinin güzelliği geçiyordu içimden, onların şekilleri ve kolumu tatlı tatlı ısırdığında kalan eşsiz izler. Ağzının tadı… Bitimsiz öpüşlerin… Bu birkaç saniyeyi nasıl unuturum, söyle? Sen konuşuyordun ve ben oracıkta susuyordum. Yaşlı bir adam, oturduğumuz kafenin önünde durup cebinden ışıltılı bir saat çıkardı. Sen fark etmedin, uzun saçlarını ellerinle kavrıyor, her zamanki gibi umarsızca arkana savuruyordun. Saatine bakıp yavaşça seğirtti adam. Sarışın kadının dudağında bir su damlası kalmıştı, masaya düşmedi. Yaşlı adam ve o damlacık neden orada, o anda donup kalmışlardı? Basit ama karmaşık bir sahneydi bu bana göre. “Beni duyuyor musun?” dedin. Dilim uyuşmuştu. Göğsümün tam ortasında sözcüklerin keskinliğini hissetim o an. Herkes dönmüş bana bakıyordu, bense hareketsiz kalakalmıştım. Ayrılığa katlanabilirdim, ama sana aldığım çiçekler ne olacaktı? Bunu düşünüyordum.

Kadir

“Sonsuz Unutuş” adlı kitabımdandır

Tags: , , , , , , , , , ,