ayrılık öyküleri

You are currently browsing articles tagged ayrılık öyküleri.

Birkaç ay önce çıkan “Sonsuz Unutuş” adlı ikinci öykü kitabımdan sonra, bambaşka düşlerin somut hali şu an elimde. Bunu kafanda tasarla: Tüm kurguların ve yaşanmışlıkların bir araya gelip vücut buluyor. Gerçek oluyor. Kâğıttan bir bedeni var artık onun.

Bir Kitabının yayımlanması cidden farklı bir duygu. Özel bir şey…

İlk baskısı 2007’de tarafımca elle tek tek numaralandırılmış olan çıkan “Aşksız Gölgeler” kitapçılara ulaşır ulaşmaz askere gitmiştim. 15 ay Aydın’ın tepesindeki Tralleis antik kentinde “beklemiştim”…

Öykü kitabım şimdi, 2013’ün başında 2. Baskısını yaptı. Üzerinden yıllar geçmiş, şaka gibi…

İlk öykülerim bunlar, içinde aşk, ayrılık, ölüm, erotik ve fantastik hayaller gizli. Bendeki yeri ayrıdır bu kitabın. Doğallıkları bozulmasın istedim, öylece kalsınlar istedim, 2. Baskı hazırlanırken her şeyi neredeyse ilk haliyle bıraktım.

Şimdi onu kitapçı vitrinlerinde ve insanların kitaplıklarında görmek… İşte bunun tarifi yok. Neyin doğru bir tarifi var ki şu hayatta? Her şey girift, her şey muğlak. Tek ışık var bu dalgalı denizin sonunda, yanıp sönen cılız bir ışık… o da edebiyat. Belki de sadece benim için böyle. Belki de yanılıyorum. Hiçbir şeyden ve kimseden emin değilim artık. Yanılgılarla, hatalarla, kaybedişlerle ilerliyoruz.

Her neyse, canım sıkkın şu an; “Aşksız Gölgeler” hoş gelmiş, sefalar getirmiş. İçinde çok duygu var ve öykülerin çoğunu yaşayarak yazdım. Umarım yolu Yitik Ülke’den geçenler sayfalarda kaybolurlar. Nice öyküye… 2013 22 Şubat ve henüz hiçbir yeni şiir ya da öykü yazmadım, yazamadım… hadi bakalım nler olacak, göreceğiz… Tembelleştim iyice.

Tags: , , , , , , , , , , ,

Kadir Aydemir


Zaman eskimez. Geçip giderken her şeyin yüzünü de yanında götürür. Meyveleri soldurur, kelebeği öldürür, anneleri ağlatır. Fotoğraf karelerine asılı gülüşünüz dondurulmuş bir mutluluk tablosu olur artık. Albümünüzü açar ve bir kısmı kartona yapışmış resimleri tek tek çıkartmaya çalışırsınız. Zaman buna bile izin vermez, bu küçük zevke. Dönüp resimlere bakmanız bile bir müdahaledir kendisine, siz çıkartmak için zorlarken yırtılır fotoğraflar. Sahip olduğunuz hiçbir şey kalmayacaktır geriye, rüzgâr bunu anlatmaya çalışır gizli bir yazıyla. Rüzgârı umursamayız. Kuşlar uyarıp durur bizi, kulak asmayız kuş seslerine. Karıncaların her hareketi bir işarettir, bizi bekleyen kadının yönünü gösterir beyaz yollar, ezip geçeriz onları… Sonunda anlarız ki her şey ona aittir. Zaman efendisidir ruhumuzun.

Read the rest of this entry »

Tags: , , , , , , ,