kısa öyküler

You are currently browsing articles tagged kısa öyküler.

kadir sonsuz kapak

SONSUZ UNUTUŞ – “KURDUN AĞITI”

Elmas Şahin

Gerek Sessizliğin Bekçisi, Dikenler Sarayı, Rüzgârla Saklı, Soğuk Yazgı adlı şiir kitaplarıyla, gerekse Aşksız Gölgeler, Sonsuz Unutuş ve Ay Yağmurları isimli öykü kitaplarıyla adını duyuran Kadir Aydemir, sadece yazarlığı ile değil, yaratıcısı olduğu Yitik Ülke ve yayın kadrosunda bulunduğu Çevrimdışı İstanbul ile yayıncılık alanında da Türk edebiyatına anlamlı katkılar sağlıyor. Şiir ve öyküleri kadar genç şair ve öykücülerin doğmasında gösterdiği çabalar az değil. Ürettiği kadar ürettiriyor da. Eserleri birçok yabancı dile çevrildi ve çevrilmeye de devam ediyor. Dağıttığı ağaç tohumları ve fidanlarını saymama gerek yok, bilmeyen yok neredeyse. Read the rest of this entry »

Tags: , , ,

Kadir Aydemir, Sonsuz Unutuş, Yitik Ülke Yayınları, Öykü, Mayıs 2012. 80 sf., 9 TL

Yeni öykü kitabım “Sonsuz Unutuş”u bir bebeği ilk kez kucağıma alır gibi heyecanla, umutla elime aldım. Başkasının kitabıymış gibi okudum onu yollarda. İnsan yazdıklarından uzaklaşır mı? Bazen. İnsan her şeyden uzaklaşabilir. Kitap duygusu garip bir duygudur; sevinç, kan ve gözyaşı birleşir, sayfalarda düşlerşe buluşur. Tarifsiz sancılarla yazılır her öykü. Mutlu olduğunu zannedersin…

Bu kitap 5 yılda ortaya çıktı, 80 sayfalık bir esere dönüştü. İlk öykü kitabım “Aşksız Gölgeler”in baskısı çoktan bitti ama sanırım eylül gibi o da 2’nci baskısıyla yeniden çıkmış olacak. “Aşksız Gölgeler” Almancaya da çevriliyor şu sıra, Binooki Yayınları’nca -sanırım ekimde- Almanya’da yayımlanacak.

Ne diyelim, “Sonsuz Unutuş” hoş gelmiş, sefalar getirmiş. İçinde aşk da saklı ayrılık da, ona göre okuyun…

Kitabı incelemek için: http://bit.ly/JLsq8G

Yorumlarınızı beklerim.

 

 

 

Tags: , , , , , , , ,

Kadir Aydemir

 

Deniz otobüsünün hareket saatine onlarca dakika vardı. Bu sıcak havada en iyisi biraz dolaşmalıydım. Bir ağaç gölgesi bulup geçen gemileri izler, böylece dinlenmiş olurdum. Seyyar satıcının birinden biraz fındık aldım, fındık kabuklarını birbirine bastırarak kırıp içlerini yemeye başladım. İlerde gözüme kestirdiğim yerdeki tüm ağaç altları kapılmıştı; sevgililer birbirlerini öpüyorlar, yaşlı teyzeler torunlarına bir şeyler anlatıyorlardı. Bulduğum küçük bir gölgeliğe yaklaştım. Gazetemi açıp altıma serdim. Hava çok sıcaktı. Yaklaşık on metre ötemde, güneşin altında oturmuş genç bir kadın denize bakıyordu. İskele babası gibi hareketsiz, öylece duruyordu. Gözlerim kısa bir süre ona takıldı, daha sonra yanıma gelip oturan bir ailenin sesleri ilgimi tamamen dağıttı.  Read the rest of this entry »

Tags: , , , , , , , ,